NUŞAT'IN UYKUSU/ GÖNÜL

1. Sizi yazmaya iten sebep neydi?

-Okudukça empati yeteneğimin güçlendiğini seziyordum ve kafamdan karakterler tasarlayıp 

onların gözünden ve olduğu gibi ama onları yermeden görüşlerini, yaşam tarzlarını anlatmak 

bana çok iyi geliyordu. Bazen yollarda yapayalnız ağlayan bir adamın korkusunu, bazen düştüğünde dizleri feci acımış olduğu halde ağlamamayı başarabilen bir çocuğun öfkesini, bazen de bahçe sedirine yayılmış arkadaşları için çay semaverine odun koyan bir köylü kadının 

neşesini hissedebiliyordum.

2.İlk kez ne zaman ve ne hakkında yazmıştınız?

-Orta okulda iken trafik haftasında kompozisyon yarışmasında bir öykü yazmıştım, birincilik ödülü almıştım. Trafik polisi olan babanın olay mahaline gittiğinde hasarlı araçtan çıkarılan gençlerden birinin kendi oğlu olduğundan bahsediyordu hikaye. Aynı sene farklı görüş ve inançlara sahip bireylerin birbirlerine saygı çerçevesinde yaklaşmayı başarabildikleri takdirde 

ne kadar renkli bir kültürümüz olduğumuzu görebileceğimize inandığımı anlatan bir deneme yazmıştım. O yaşlarda yeni bir sözcük öğrendiğimde hemen bir yere not alır ve mutlaka anlamını araştırırdım. Türkçe sözlük okumayı alışkanlık haline getirmiştim. 

3.Yazdığınız eserlerde karakterlerde kendinizden parçalar oluyor mu?

- Karakterlerin içine dalıyorum ve onları serbest bırakıyorum, sonrasında onlar benim bir parçam olmuş oluyor ama ben onlara kendimden bir parça katabildiğimi düşünmüyorum. 

Kutlu Yazarlar Dergimizin son sayısındaki Cennet Kuşu öyküm hariç... Oradaki küçük kuşun annesi benim...

4. Sevdiğiniz ve takip ettiğiniz diğer yazarlar kimlerdir?

-İlk sırayı uzun arayla Rus edebiyatının mihenk taşı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski alır benim gönlümde. Lev Tolstoy da hemen ardından gelir. Dünya klasiklerini bitirmek üzereyim. Sabahattin Ali, Attila İlhan ve Ahmet Arif'in şiirlerinin çoğu ezberimdedir. İyi kitaplar okumak, geçmiş zamanların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir der Descartes. Okuduğum  yazarların yaşamlarını araştırırım. Bunların haricinde peygamberlerin ve sahabelerin hayatlarını Salih Suruç ve M. Necati Bursalı'dan, Mehmet Ali Bulut ve Arif Arslan kitaplarından takip ediyorum. 

5. İlk kitabınızı bastırıp elinize aldığınızda neler hissetmiştiniz?

 

-Nuşat'ın Uykusu romanımı elime aldığımda birkaç gün elimden bırakamadım. Üç senelik emeğim avucumun içindeydi. En büyük hayalim ardımda bir eser bırakmaktı ve dileğim gerçek olmuştu.

6. Kitaplarınızın başarısı sizi tatmin ediyor mu? Yoksa bunu umursamadan yazmaya devam mı ediyorsunuz?

-Şu an ilk kitabını çıkarmış, henüz tanınmayan bir yazarım ama okuyanların olumlu yorumlarını ve tebriklerini almak, kitaplarını imzalatmak istemeleri bana kıvanç veriyor. Kitabınızın basılıp başka başka şehirlerde okunması tarifsiz bir mutluluk. bu sebepten dolayı yazmaya devam ediyorum. İkinci romanım ''Uzma ile Kübrayı yazmaktayım ve kısa öykülerimi toplayacağım üçüncü kitabım ''Gönül'den Gönül'e'' kitabını onun ardından çıkarmak istiyorum.

7. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

-!985 doğumluyum, lise mezunuyum. Denizli'de yaşıyorum.

8.Bana önerebileceğiniz bir kitap olsa hangi kitabı önerirdiniz?

-Dostıyevski'nin Suç ve Cezasını önerirdim. Saman Pazarı'na gitmenizi, orada sokaklarda koşarak tahta merdivenlerden tek odalı evine giren ve geçirdiği ağır epilepsi krizini atlatıp Sonya'ya aşık olunca tövbekar olan Raskolnikov'u görmenizi çok isterdim.