GENEL DUYURU

**HOŞGELDİNİZ** BUGÜN SİZLERLE  YAZAR ... İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJ İLE KARŞINIZDAYIZ. . *** *** *** NOT: RÖPORTAJ YAPTIRMAK İSTEYENLER MAİL ADRESİMİZDEN İLETİŞİME GEÇEBİLİRLER. *** TAKİPTE KALIN...

KİTABA DAİR YAYIN AKIŞI

**HOŞGELDİNİZ** Kültür ,sanat ve edebiyat konularını içerisine alan geniş çaplı bir vizyon kanalı olan cahit TV sen iyi bir insansın ve her bilginin en sağlıklısına layıksın diyerek ten faydalı bilgiler vererek size yararlı olmaya çalışacak. . *** *** *** *** KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

16 Mart 2024 Cumartesi

YAZAR ADA NİSA BASAL


1)Kitap yazamaya nasıl başladınız?

Kendimi bildim bileli sürekli bir şeyler yazar çizerim. Okuma yazma
öğrendikten sonra da kafamda hikayeleri kurar ve onları kağıda dökerim. Kimi
zaman bunlar küçük notlardan ibarettir kimi zaman ise uzun uzun yazılardan.
Ben çoğu zaman hisleri yazarak ifade edebiliyorum ve bu benim bu konuda en
büyük avantajım.

2)İlham kaynaklarınız nelerdir?

İlham kaynaklarım kesinlikle şiirler‘ dır. Bir şiir okurum ve ardındaki anlamı
analiz ederim genelde. Veya melodiler de ayni şekilde. Sanat ile alakalı herşey
aslında bakılırsa İlham kaynaklarım arasında.

3)Kitabınızı ilk elinize aldığınızda neler hissetmiştiniz?

İlk elime aldığımda heyecanlandım ve aynı zamanda da duygulandım, Rüya
benim ilk romanım. Adım adım ilerledim ve ilerledikçe hayata dair yeni şeyler
öğrendim. Bu yolda bir çok kez „Ada abartma“ lafını duydum. Bir çok kez
hayalimin sadece bir hayalden ibaret olduğunu işittim, fakat pes etmedim, eğer
hayalini kurabiliyorsam, gerçeğe dönüşmesi için elimden gelenide yapabilirim
dedim ve yaptım. Günün sonunda eserimi gururla sunmanin heyecanini
yasiyorum.

4)Kitabınızın ana teması nedir?

Rüya ve Ceren, anneleri sayesinde tanışan sınıf arkadaşlarıdır. Rüya, bir gün
okula geç kalınca tesadüf eseri oradan motoruyla geçen Azem'in önüne atlar.
Sınıfa yeni gelen Damla, Mafya oğlu Azem, Azem'in çocukluk arkadaşı
Rüzgâr, Burgerci de tanıştıkları Kerem, davette tanıştıkları Meral ve Ege ile
neşeli bir arkadaş grubu olurlar. Azem, yıllardır öldüğünü sandığı ve hayatta
olduğunu öğrendiği çocukluk aşkı Laviniayı aramaktadır.
“Hani hatırlar mısınız, biz küçükken düştüğümüzde ve dizimiz kanadığında
veya herhangi bir yerimiz yara olduğunda, hep birileri gelip, “Gel küçüğüm, gel
öpeyim de geçsin” derdi ve nasıl olurdu bilmem ama her zaman bir öpücükten
sonra geçerdi bu acı. Aslında bizim o zaman acımız o öpücükten değil de, o
öpen kişi, onun öpücüğünden sonra geçtiğini görüp sevinsin diye geçerdi ve
biz o acıya çoktan alışmış olurduk.
Zaman bize çok şey öğretti ve eğer sizin hayatta beklediğiniz bir şey varsa,
zamana bırakın, çünkü her şey anını bekler. Bunu sakın unutmayın. Her şeyi
anına bırakırsanız, o zaman emin olun ki evren size o istediğiniz şeyi en güzel
şekilde verecektir.

5)Yazma sürecinizde kullandığınız teknikler nelerdir?

Aslında bakılırsa belirli bir teknik kullanmadım. Ben çok kitap okurum, oradan
kaptıklarımla birlikte kollarımı sıvadım ve hayal dünyamı kağıda döktüm.

6)Yazma sürecinizde karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bunları nasıl aşarsınız?

İlk başlarda ciddi ciddi bir deftere yazarak başladım, sonra baktım bu hikaye
uzadıkça uzuyor en sonunda kendimi bir dijital ortamda buldum. Bazen
aksilikler oldu, mesela bir komple bölüm silindi. Sinirden ağladığımı
hatırlıyorum fakat hemen tekrar aynı bölümü baştan yazdım. Benim kolay

kolay pes etmemek gibi bir huyum var. Oradan faydalandım ve satır satır
tekrar yazdım o bölümü. Bir ara ise hiç yazamadım, o dönem corona sonrası
tekrar normalleşme dönemiydi ve hayatın akışına karışıp tamamen arka plana
atmıştım hikayemi. Ara sıra aklıma geliyordu evet , fakat ilhamımı
kaybetmiştim. Sonra kendime hatırlattım, hikayenin yarısından çoğunu
yazmıştım. Şimdi mi pes edecektim. Haliyle tekrar koyuldum ve karakterlerimi
yarım bırakmadım, bu bana göre ihanet olurdu onlara çünkü.

7)Okuyucularınıza iletmek istediğiniz özel bir mesaj var mı?

Asla ama asla umudunuzu kaybetmeyin. Çünkü ne demiş Victor Hugo „En
karanlık gece bile sona erer ve güneş tekrar doğar.“

8)Bize kendinizden bahseder misiniz?

Ben Ada Nisa Basal. 17 Ocak 2006 tarihinde Almanya’nın Forchheim şehrinde
dünyaya gözlerimi açtım. Müzikle olan bağım, hayatımın erken dönemlerine
dayanıyor. Müzik eğitimime, henüz çok küçük yaşlarda, anaokulunda adım
attım. Müzik öğretmenimin teşvikiyle o yaşlarda enstrüman çalmaya başladım
ve bu, benim için bir başlangıç oldu. Beş yaşındayken, özel bir müzik okulunda
gitar çalmaya ve nota öğrenmeye, ilkokulda keman çalmaya başladım. Sanata
ilgim, müzikle olan bağımı güçlendirdi.
Almanya’da, müzik derslerinin ön planda olduğu bir gymnasium okulunda lise
öğrenimimi keman üzerine sürdürmekteyim. Sanata duyduğum tutku sadece
müzikle sınırlı değil; 4 yaşımdan 14 yaşıma kadar bale eğitimi aldım. İngiltere
Royal Academy of Dance akademisi tarafından iki kez gümüş, bir bronz
madalya ile ödüllendirildim. Eğitim hayatımın yoğunluğu nedeniyle 14 yaşında
bale eğitimime ara vermek zorunda kaldım, ancak sanat ve sahne, benim
yaşam kaynağım oldu. Okul tiyatrosunda ve okul orkestrasında her zaman yer
aldım ve bu platformlarda var olmaya devam ediyorum.
Şimdi ise sıra geldi yazma aşkıma. Okumayı ve yazmayı öğrendikten sonra,
içimdeki hikâyeleri kağıda dökmekten hiç vazgeçmedim. Hikâyelerimi
yazarken çizim de yaptım. Ayrıca moda çizimleri ve ebru sanatıyla ilgilendim.
Şimdi 18 yaşındayım ve ilk romanımı yazmak için kolları sıvadım. Romanımın,
hayata ve sanata bakış açımı yansıtan bir eser olmasını hedefliyorum.
Kitaplarım ve kemanımla insanları duygu dolu bir yolculuğa çıkarabilmeyi
istiyorum. Sanatın gücüyle insanları etkileyebilmek, onların kalplerine do-
kunabilmek benim en büyük hedefim. Bu hayatta, hem kelimelerle hem de
kemanımdan çıkan melodilerle duygularımı ifade etmeye devam ederek,
sanatın büyülü dünyasında iz bırakmayı umuyorum. Sizleri de bu yolculuğa
davet etmek, benim için büyük bir mutluluk...
Umarım eserlerimle ve performanslarımla sizlere ilham verip, sizlere duygu
yüklü bir deneyim yaşatabilirim.
Sanatın büyüsünü paylaşmak için sabırsızlanıyorum, çünkü ne demiş H.C.
Andersen; „Kelimelerin başarısız olduğu yerde, müzik konuşur.“

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yapmış olduğunuz yorum için teşekkür ederiz...