YAZAR TUĞÇE GÜZEL

1-) Sizi yazmaya sevk eden sebep nedir?

 

Yıllar önce çok ani bir şekilde annemi kaybettim. Uzun bir süre kendime gelemedim ve tedavi görmeye başladım. Doktorum kendime gelebilmem için sevdiğim şeyleri yapmamı önerdi. Kitap okumaya başladım. Okudukça kendimi buldum. Bir gün kendimi yazarken buldum. Yazmak beni rahatlatıyor. Yazdıkça hayallerim bana yoldaş oldu. Neden olmasın dedim ve hayallerimin gerçek olması için merdivenin ilk basamağına adım attım ve ilk kitabımı çıkardım. Kendime inandım ve bu yolculuğum beni sizlerle buluşturdu.

 

2.) "Ayrılığa İnat Aşk" ve "Hayata Yansıyan İzler" isimli kitap okuyuculara neyi anlatmak istiyor?

 

"Ayrılığa İnat Aşk" bir deneme kitabıdır. Şöyle düşünün aşkını içinde bir kara sevda gibi taşıyan ve bu sevdasını bir şekilde haykıran bir âşığımız var. Asla ona ulaşamayacağını düşündüğü mektuplar tarzında yazılmış bir kitap. Saf sevginin güzelliğini bu kitapta her haliyle görebiliriz. Okuyucu bu satırları okurken mutlaka kendinden bir şeyler bulabilir. Zamane sevgilerine meydan okuyan bir kitap niteliğindedir.

 

"Hayata Yansıyan İzler" kitabım çok ayrı bir yere sahiptir. 12 öyküden oluşan bu kitabım için unutulan değerlerimize ayna olan kitap diyorum. Ayrıca her öykümün sonunda yazdığım şiirler okuyucuya bir sürpriz sunarak hikâyeyi en güzel şekilde özetliyor. Bu kitabı yazarken istedim ki bir şeyler öğretsin. Bazı şeylerin değeri daha çok bilinsin. Şöyle ki sevginin gücü, kaybettiklerimizin değeri, aşkın mesafelere engel olmadığı, yaşlılarımızın kıymeti, farkındalıklar, hayata karşı yenilip sonra yeniden nasıl ayağa kalkmak gerektiği, kardeşliğin nasıl güzel bir duygu olduğu daha nice unutulan değerlerimiz bu kitapta okuyucular ile buluşuyor.

 

3-) Yazmış olduğunuz eserlerdeki karakterlerde kendinizden parçalar oluyor mu?

 

Duygusal bir insanım. Etrafımda yaşadığım her olay beni içten etkiliyor. Yazdığım eserlerden özellikle "Hayata Yansıyan İzler" benden birçok duyguyu içinde barındırıyor. Yaşadığım ve etkilendiğim olayları hikâyelerimde sizlerle buluşturdum. Benim için en önemli olan sizlerin de bu duyguları hissederek okuması ve kendisinden bir şeyler bulmasıydı. Kendimden parçalar içerdiği için sizlerde de güzel izler bırakıyor ve ismi gibi hayatınızda iz bırakmaya devam ediyor.

 

4.) "Ayrılığa İnat Aşk" ve "Hayata Yansıyan İzler" isimli kitaplarınızı yazarken ne tür zorluklar yaşadınız?

 

Yazmak benim için vazgeçilmez bir tutkuydu. Yaşadığım her olay ve her durum ayna tuttuğu için kitaplarımı yazarken hiç zorlanmadım. Her iki kitabımda da yazılarım kendiliğinden akıp gitti. Kitaplarımda hiç zaman ve mekân ayrımı yapmadım. Nerede ne hissediyorsam o anı yazdım. O yüzden hiçbir şekilde zorlanmadım.

 

5.) Yazar ile okurun arasındaki bağ nasıl olmalı sizce?

 

Yazar ile okuru aynı duygularda buluşmalıdır. Yazar okuruna çok uzak olmamalıdır. Okuru istediği an ona ulaşabilmelidir. Yazdığı her satırda okuyucusunda bambaşka duygular uyandırmalıdır. Onların iç dünyasına inmeyi başarabilmelidir. Birlikte yorumlar yapabilmelidirler. Yani demek istediğim şu ki okur ile yazar birbiriyle hep bir iletişim halinde olmalıdır.

 

6.) Sizce şair ile yazarı ayıran o derin çizgi nedir?

 

Şair o an hissettiği duyguları hemen dile getirmek ister. Alır eline kalemini kağıdını ve dile getirir bütün hissettiklerini gerisini hiç düşünmez onun için sadece o an hissettikleri önemlidir. Yazar ise düşündüklerini aktarmadan önce bin kere düşünür. Yazdıklarını yazıya aktarırken okucu ne hisseder diye düşünür. Kitabını bitirdikten sonra sanki bir okuyucu gözüyle defalarca okur ve ondan sonra kitabını çıkarmaya karar verir.

 

7.) Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

1987 tarihinde Silivri'de doğdum. Evliyim ve 1 kız çocuğu annesiyim. Asıl mesleğim muhasebecilik. Aynı zamanda yazarım ve yayınlanmış 2 kitabımla birlikte projelerde yer aldığım kitaplarım da var. Hayata ne olursa olsun pozitif yönde bakan birisiyim. Hiçbir zorluk beni kolay kolay yıldıramaz.

 

8.) Bana kitap önerecek olsaydınız ne önerirdiniz?

 

Benim bu sorulara vereceğim cevap her zaman şu olur o yazar bu yazar diye asla düşünmeyin bir kitabın kapağına dokunduğunuz ve sayfalarında gezdiğiniz zaman o sizi içine çekiyorsa o işte sizin için en doğru kitaptır.