Taşkın bir nehrin uğultusu kulaklarımda
Dudağımda haftaların mahcup kalan susuzluğu
Bulaşmadan mideme bir ekmek kırıntısı
Kalbimde haddi hesabı olmayan patırtılar
Sayıları geriden sayıyorsa dudaklarım
İki kaşımın ortasında derpleşiyorsa namlu
Sıcaklığımı tenimden alıp ruhtan adamlar
Kaynaşıyorsa gölgelerine gün yüzünün
Artık ne canlı bir gözle görülebilir
Ne de parmaklarım dokunabilir dünyaya
Ben ki bir yavan ekmeğin kokusunda
Besmeleyi mırıldanırdı dudaklarım
Ama velakin bu hayatın bir sınavıymış sınanmak
Uzaklar ne kadar törpülesede içimdeki karanlığı
Yetmiyor aydınlığım sokaklarda yanan lambalar kadar
Ah bu mazlum şehrin çehresinde serili kaldırımlar
Ne kadar da dolaşmıştı kursağımdaki son bir lokmayla ayaklarım
Evde ki masum suretlerin gözbebeklerimi perdelediği doğrudur
Doğrudur bir kadının parmağındaki yüzüğün dafalarca döndüğü
Cebimdeki deliklerin kör düğüm olduğu
Bir şehirde yaşıyorsan işsiz ve güçsüz
Veyahut bir evden kaçıyorsan farklı değil
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yapmış olduğunuz yorum için teşekkür ederiz...