1.Kitap yazmaya nasıl
başladınız?
Haberlerde Iraklı bir Türkmen kızın tecavüze
uğradığını ve ailesi tarafından reddedildiğini okudum. Ailesinin terk ettiği bu
kızcağız tanımadığı bir adama güvenmişti ve bu adam da onu kadın satıcılarına
pazarlamıştı. Bu haberden çok etkilendim ve bu konuyu araştırmaya karar verdim.
Kitabı yazmadan önce mülteci ve kadına şiddet durumundan bahseden kitapları
inceledim ve elliye yakın mülteci ve göçmen ile görüştüm. Kitapta Irak, İran,
Rusya ve Afganistan’dan Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış insanların hikayeleri
bulunmaktadır. Kitapta özellikle kültürlerin bir araya gelmesini sağlamaya
çalıştım. Mesela Afgan ile İranlıyı Türkiye’ye geliş yolunda kesiştirdim.
Yazmaya hep ilgim vardı, beni derinden etkileyen bu konu kitap yazmak için
harekete geçmemi sağladı.
2. İlham Kaynaklarınız
nelerdir?
O an, o sürede meselem hangi konuysa o ilham
kaynağım oluyor. İnşaat mühendisiyim ve İş güvenliği üzerine çalışıyorum. Bu
yüzden iş kazaları başlıca ilgilendiğim konulardan biri. Kaza Geliyorum Der
kitabım da bu sayede oluştu. Bu kitap şu ana kadar gözden kaçırdığımız küçük ve
basit bir tedbirle kazalardan, çevremizdeki tehlikelerden nasıl korunacağımızı,
kaçınacağımızı okuyucusuna sunuyor. Özellikle çocuklar ve gençler bu kitabı
okursa iş güvenliği bilincini kazanılabilir. Çünkü iş güvenliği kavramı da bir
kültürdür ve kültür küçüklükten itibaren kazanılır. Maalesef iş güvenliği için
yapılan masraf insanlara külfet geliyor. Halbuki bir iş kazası olduğunda can
veya sağlık kaybının dışında, ortaya çok yüksek miktarlarda maddi sorumluluklar
çıkmaktadır. Önlemek ödemekten daha ucuz ve insanidir.
3. Kitabınızı elinize
aldığınızda neler hissetmiştiniz?
Verdiğiniz emeklerin
somut bir karşılığı olması insanı mutlu ediyor. Kitaplara sinen matbaa kokusu
da insana mis gibi geliyor. Ben kendim kitap okurken de e kitap okumayı tercih
etmiyorum. O kitabı elime alacağım, dokusunu hissedeceğim. Hem bizzat kitap
olunca bence okuyan kişi kitaba daha çok konsantre oluyor.
Kitap basımı konusunda
araştırmalara başladığınızda, en az kitap yazmak kadar zor bir süreçle karşı
karşıya olacağınızı bilmelisiniz. İlk olarak aklınıza telifli yayıncılık yapan
yayınevleri gelecektir. Kitabınızı mail yoluyla bu yayınevlerine ileteceksiniz.
Ancak size yapılacak dönüşlerde minimum 6 aylık değerlendirme süresinden söz
edilecek, kitabınızın kabul edilip edilmeyeceğinin de garantisi
verilmeyecektir. Bu durum yazarlarda ilk etapta şok etkisi uyandırabilir,
‘kitabım basılmaya değer görülmedi' diye düşünüp hayal kırıklığına
uğrayabilirsiniz. Hatta yaşayacağınız tecrübelere göre yazmaktan vazgeçebilecek
noktaya da gelebilirsiniz.
Fakat
umutsuzluğa gerek yok. Olabilecek tüm kanalları denemenizde hiçbir beis yoktur.
Suratınıza kapanan kapıları umursamamalı ve verdiğiniz emekleri unutmadan
girişimlerinizi sürdürmelisiniz. Yazar adaylarının şunu bilmesini isterim.
Telifli yayıncılık yapan yayınevleri, yazarın geçmişte yazmış olduğu eserlere
ve satış rakamlarına bakarak değerlendirme yapar. Henüz ilk eserini kaleme alan
yazarlar, bu noktada dezavantajlı durumdadır. Bu aşamada, kişisel destekli
yayıncılık seçeneğini deneyebilirsiniz.
4. Kitabınızın
ana teması nedir?
Ötekileri Görmek’ ve ‘Kaza Geliyorum Der’
adında iki eserim bulunuyor. Manevi değeri yüksek kitaplar. ‘’Ötekileri
Görmek’’ kadına şiddet ve mülteci konusu üzerinde dururken ‘’Kaza Geliyorum
Der’’ de iş kazaları ile ilgili gerçeği yaşatarak gösteriyor. Bastırılacak
romanım ‘’Salgının Kıyısında’’ affetmek gibi ulvi bir meseleye parmak basıyor.
Ayrıca şu an başka projeler üzerinde çalışıyorum. Ötekileri Görmek gerçek
hayattan yola çıkarak bir araya getirilen travmatik yaşam öykülerini – kadına
şiddet ve mülteci meselelerini – konu alan bir kitap. Gerçeklerden esinlenilmiş
olan ve sekiz öyküden oluşan bu kitap, acı dolu göçleri, şiddeti ve hüznü
ihtiva ediyor. Kitabı yazdıktan sonra tekrar okuduğumda bu tür olayların
yaşandığına akıl sır erdiremiyor insan diye düşündüm. “Ötekileri Görmek’’ kadın
ve göç hikayeleri adlı kitabım 2020 yılında yayınlandı. Türkiye’ye göç etmek
zorunda kalan kişilerle röportaj yaptıktan sonra hayat hikayelerini
öyküleştirerek bu kitabı hazırladım, 8 tane hikâye mevcut. İçeriğinde Irak
Türkmenleri, İranlılar, Ruslar ve Afganlar ile ilgili hikayeler var. Savaşlar
20. yüzyılda 20 milyonu aşkın insanın yaşamına mal oldu. Büyük güçler
arasındaki hegemonya mücadelesi milyonlarca çocuğu yerinden ederken bitmeyen
kronik savaşların stratejik coğrafyada yer almasına yol açtı. Savaşlarda,
çatışmalarda, sınırlarda, evde, işte hızla küreselleşen kadına yönelik şiddetle
akıllara yerleşen 21. yüzyıl dünyasında kadın ticaretine ve istismara maruz
kalan kadınların sayısı yılda 700 bin ile 4 milyon arasında değişiyor. Avrupa
ülkelerinin arka bahçelerinde seks kölesi kadın sayısının 120 bin ile 500 bin
arasında olduğu tespit edildi. “Ötekileri Görmek” gerçek hayatlardan
esinlenerek yazılmış bir kitap olduğu için dikkat çekti. Bence bu tarz eserler
insanların hayata bakış açısının değişmesinde etkili oluyor.
Kaza Geliyorum Der’in ana teması iş
kazaları. İş Sağlığı ve Güvenliği; hangi işi yaparsa yapsın bütün çalışanların
fiziksel, zihinsel ve sosyal refahlarının mümkün olan en üst seviyeye
çıkarılması ve burada tutulması, çalışma koşullarından kaynaklanabilecek sağlık
ve güvenlik sorunlarının önlenmesi ve çalışanların fiziksel ve biyolojik
kapasitelerine uygun işlerde çalıştırılması için multidisipliner olarak
yürütülen çalışmalar bütünüdür. Kaza Geliyorum Der’i okuyan kişiler iş sağlığı
ve güvenliği kültürünü yaygın hale getirmek için kitabın faydalı olacağını
tarafıma bildirdi. Kitap sayesinde iş güvenliğine dair bilgiye erişim
kolaylaştı ve kitaptaki yaşanan kazalar da okuyan kişilere örnek oldu.
5. Bize kendinizden bahseder misiniz?
12 Haziran 1987 tarihinde Adana’da dünyaya
geldim. Asker kızı olduğum için ilkokul ve ortaokulu çeşitli Anadolu
ilçelerinde tamamlayarak, lise öğrenimime Ankara Süleyman Demirel Anadolu
Lisesinde devam ettim. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
bölümünü kazandım ve bu üniversiteden 2010 yılında mezun oldum. Aynı sene
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünde
uzman olarak görev yapmaya başladım. Görevime halen burada devam etmekteyim.
Aynı zamanda @yagmur__ertekin Instagram hesabımdan hatırı sayılır birçok
sanatçıyla “Kişiler ne işle uğraşıyor? Başarılarına nasıl ulaştı?” konuları hakkında
canlı yayınlar gerçekleştirmekteyim. Örnekleyecek olursam; Kerem Görsev, Kıraç,
Aydilge, Elif Karlı, Yönetmen Murat Şeker ve Eylem Kaftan var. Yazarlardan
Irmak Zileli, Nermin Bezmen, Tiyatrocu Çiğdem Tunç, Belgesel Yönetmeni Nebil
Özgentürk, Sunucu Seda Akgül, Zahide Yetiş, Uğur Önver, Doç. Dr. Yavuz Dizdar,
Dağcı Nasuh Mahruki, Psikiyatrist İbrahim Bilgen, Ömür Gedik gibi isimlerle
yaptıkları işler ve başarıları hakkında konuşuyoruz. Bunun haricinde ise 24
Şubatta “Yılın En İyi Çıkış Yapan Yazarı Ödülü”ne layık görülmenin gururunu
yaşamaktayım.