GENEL DUYURU

**HOŞGELDİNİZ** BUGÜN SİZLERLE  YAZAR ... İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJ İLE KARŞINIZDAYIZ. . *** *** *** NOT: RÖPORTAJ YAPTIRMAK İSTEYENLER MAİL ADRESİMİZDEN İLETİŞİME GEÇEBİLİRLER. *** TAKİPTE KALIN...

KİTABA DAİR YAYIN AKIŞI

**HOŞGELDİNİZ** Kültür ,sanat ve edebiyat konularını içerisine alan geniş çaplı bir vizyon kanalı olan cahit TV sen iyi bir insansın ve her bilginin en sağlıklısına layıksın diyerek ten faydalı bilgiler vererek size yararlı olmaya çalışacak. . *** *** *** *** KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

deneme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deneme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mart 2020 Perşembe

GURBET KUŞU OLMAK



Hayatımız süre gelen bir yolculuğun içinde geçti.Evden barktan eksilen yüzüm alışılagelmiş koridorlarda dalgın yürüyen adımlara terfi edilince anladım.Yürüyecek daha çok yolun, tanıyacak çok insanın olacağını.Satırlarımız daha damıtılmadan beyaz sayfalara çok silgiler sürtündü defterlerde...Notların kıyısına iliştirdiğim satırlar.Bitmek bilmeyen bir zamanın çentikleri oldu derslerde.Kağıdı buruşturup attığım bir dizem olmadı bu güne kadar.Ya bir çakmağın ızdırabına uğradı ya da kitaplarımın arasında göz görülmayan köşelerde dineldi.Dem tutan düşünceler olgunluğa kavuşunca taşacak bir çay bardağı gibi olurdu.Tavşan kanı gibi sıcak bir çayın içini ısıtırken.Kömür tozunun beyaz sayfaları istemsizce kirletişi sona kavuşunca bir anlam kesbederdi benim için.Gel gelelim yazıma;
Hiç de güzel değildi.
Ressam olacak kardeşime çekseydim.Belki ama zıt kutuplardan oluşan toplama kampı gibiyiz.   

6 Mart 2020 Cuma

YAZMAK VEYAHUT YAZILMAK


Cevabı dahi olmuyor kimi başarıların... Yakın bildiklerin uzak, arkadaş dost saydıklarin bir çırpıda satıyor.Başarmak iki satırın arasında ezik bir cümleden ibaret kalıyor kimi zaman.Bu ser vermeyen yutkunuşların boğazınızda acı bir nukte bıraktığı zamanlardan bahsediyorum.Yazılmak veyahut yazmak bir başlangıcı kimine bu kutlu yolun.Yalnızlığı aralamaktan yoruldum dizelerimde, bir kurtuluşu olmalı bu noktalardan...İlham denilen bu illeti her defasında hüznün mürekkebine banıp, bu sessiz çığlıkları satırlarıma damıtmak kolay olmuyor.Derinlik denilen olgu gizemli bir hayatın kapılarını aralıyor kimi yazarlara...Merakla sorulan, merak edilen cevaplar beklenirken, yüzümündeki o buruk tebessümün nedenini bizden başkasının bilmediğine eminim.Emin olduğum bir şey daha var ki varlığında farkedilmeyen insanlar ölümle kıymete biniyor.Neden biliyor musunuz?Açılacak kapı, girilecek oda, verilecek cevap var çünkü...ya da şöyle anlatayım; gizemli satırlar o buğlu camlardan aydınlığa kavuştuğunda kimilerine beze oluyor.Sesimizin çıkmadığı zamanlarda ucu kırılmamış bir tebeşirin tahtada çıkardı ses kadar sinir bozucu olabiliyor kağıtlarda ki çızıklar.Peki rahatlatan ne biliyor musunuz?Bir müsfette parçasına bütün duygularınızı sonuna kadar güvenerek dökebiliyorsunuz.Size bu çok garip gelebilir fakat öyle.Yazmak bir başlangıç yazılmak ise her şeyin bittiği yer.

19 Ocak 2020 Pazar

BOŞ DUVARLAR


Üstad dertleşecek hiç dostum yok bazen boş duvarlarla konuşuyorum ne yapmam lazım?
-Kitaplarla konuşmanı önerebilirim.Anlamasan da dikkatini veremesende oku.Bazen bir kitap hayatını değiştirir diye bir laf vardırya o kitaba denk gelirsen artık duvarlarda boş gelmeyecek sana.

İÇİMDEKİ YARA


Üstad içindeki yarayı başkasıyla kapatmak doğru mu?
-Yara bandı kullanayım diyorsun yani.Kendi hatalarını kabullen kendi kendini iyileştirdikten sonra başkasının hayatına ortak ol yara bandı değil.Günümüzde en çok yapılan hatalardan biri bu herkes birbirinin yarabandı olmuş.Bu çözüm değil gençler.Gelene benim kendimi iyileştirmem lazım.İyileşene kadar kimseyi hayatıma katamam ona da bu yükü yükleyemem demiyor.Gelende kendini nasıl bir uçurumun içine attığının farkında değil beyin çoktan error vermiş.

BAYIM


Bakımdan öteye gidilemeyen bir ruhunuz var bayım.Yalnızlığınız el pençe gezmişken bu sırlı duvarlarda, ruh eşinizi bulamayışınız normal.Biz normal değiliz.

DUYGUSAL DAVRANIŞ


Hastalıkta ve sağlıkta diye başlayan cümleler hep ilgimi çekmiştir.Önünü göremeyen insanların görülmediği, duyulmak istenmeyen fikriyatlara kulak tıkayıp yargılanmadığı, kişisellikten çok duygularına yatırım yapan ve geri saymaktan başka bir farkındalığı olmayan bir hayatın kurbanı olmak içler acısı 

BİLİN İSTEDİM


Duygularına acıtasyonla yatırım yapıp ilgi çekmeye çalışan bir neslin gölgesinde biten umut, kimi zaman kısa vadeli bir hayatın içinde kaybolmaya mahkum bırakılıyor.Siz dünyanın en güzel insanlarısınız bunu bilin.Dünya sizin için biraz büyük iken kalbinize dünyayı sığdıracak kadar büyük olması da ayrı bir konu.

İNSANIN KULLANMA KLAVUZU


Üstad aşık olan bir insan neden acı çeker
-Çamaşır makinesini bilir misin azizim
Bilirim de çamaşır makinesiyle ne alakası var bu konunun
-Peki çamaşır makinesinin içine naylon bidonu atsak yıkanır mı
Evet yıkanır
-Peki tabak atsak yıkanır mı?
Yıkanmaktan çok kırılır üstad
Demek ki insanın icat ettiği bir çamaşır makinesinin dahi bir sınırı ve kullanma klavuzu var.İnsanın da öyle bir kullanma kulavuzu vardır.İnsan doğuştan Allah aşkıyla programlanır insan insana aşık olur.Aynı çamaşır makinesine atılan tabak gibi kırılarak yıkanır.İnsan da öyle azizim.Sevgiyi sonsuzlukta ara nebatatını ise beşer de gör.

4 Aralık 2019 Çarşamba

SİVAS'IN KÜLTÜREL DEĞERİ "TEK AĞAÇ"



Sivas Cumhuriyet Meydanı dendiğinde akla gelen kültürel bir değerimiz olarak sayılan Tek Ağaç gelir.Buluşma noktası olarakta bilinen Tek Ağaç sıcak günlerde Sivas halkına gölgelik, akşamları ise ışıl ışıl haliyle gelip geçenlere bir görsel şölen oluyor.Konumu gereği insanların dikkatini çeken bir yanı var.Ne kadar değerli taş yapıtlar olsa da yapıtların arasında bizimle yalnızlığı paylaşan bir değerimiz mevcut.

16 Temmuz 2019 Salı

KİTAP VE OKUMA ALIŞKANLIĞIM



İlkokulda iken kitap okumayı sevmezdim.En çok sevdiklerim arasında tabi ki her çocuk gibi oyun oynamak ve çizgi filim izlemek vardı.Sabahtan akşama kadar bıkmadan çizgi filim izleyebilirdim.Amcamın zoruyla da olsa okuma alışkanlığı kazandım.Anten çanağının adaptörünü mü sökmediler, televizyonun fişini mi çekmediler şarteller mi inmedi ve bunun gibi bir çok şey.Artık çizgi filim karakterlerinin rüyalarıma girdiğini dahi hatırlıyorum.Rüyamda gördüğüm Tom bir türlü Jeriyi yakalama imkanı bulamadı.Bu aynı oyun oynarken level atlayamayıp ilk başta ki levele dönen ve ömrünü oyuna adayan çocuklar gibi...Çok bildiğim var ki ömrünün çeğreğini oyunla geçirip zeki olduğu halde sınavlardan düşük not alanlar gibi... Selam olsun onlara...Her neyse nerede kalmıştık?Bir müddet sonra içime kapanık insanları anlamlandırmaya çalışan bir hale büründüm.Bir dayanak noktası arıyor insan bir yaşa geldikten sonra vakit geçirirken sana saçmalama sözünü etmeyecek yada seni rencide etmeyecek küçük düşürmeyecek.Bir gün sınıfın dolaplığındaki eski bir kitap dikkatimi çekti sanırım Kemalettin Tuğcu'nundu.Kitap çok eskiydi. Hani harita avcıları olur da eski bir parşömen bulur.Sonra parşömendeki haritadan hazinenin peşine düşer benimki de o hesap.Kitabın ilk başta yüzünü sildim.Sayfalarına göz gezdirdim.Daktiloyla yazılmışa benziyordu.Hoca ısrar etmedikçe bizim arkadaşlar sınıfın dolabında ne var diye tenezzül edipte bakmazlardı.Numune ve yer kaplayan arada hocanın kitap koyup eksilen var mı okuyan oluyor mu diye baktığı bir süs eşyası gibi birşeydi.Kitabı eve götürdüm.Bir kitabı okumaya başladığımda ilk yirmi sayfasından birşey anlamıyordum sonradan anlamlandırıyor bittiğinde de yarım bir hikaye yada roman türünde ki kitaba veda ediyordum.İlk beş sayfası beni sardı içinde acılar hüzünler çoçukları ruhsal ve psikolojik hallerini iyi bir şekilde analiz ederek yazılmıştı."Acıyla yıkanan bir ruh dar kalıpların içinde kalmaya mahkumdur" sözü şimdi aklıma geldi. Bunu da buraya sıkıştırayım dedim.Kitabı bazı yerlerinde kendimi zor tutuyordum.Ve o kitaptan sonra kitaplara karşı ilgim biraz daha artmıştı.Okuduğun kadar alıyorsun ve incidip rencide edecek bir şey de değildi.Okuyor okudukça da hayallerimde yaşıyordum sanki... Kendime hedef belirlemeye başladım .Haftada iki tane, iki günde bir tane bitecek diye.Bir gün lisedeyim hiç unutmuyorum.Tarih dersindeydik sınıf arkadaşlarım ne kadar iyi olsalarda ben biraz çekingen içine kapanık bir insandım.Gözlüklü kendi prensipleri olan bir hocamız vardı adını unuttum.Dersi anlatırken dikkatimizin dağıldığının farkına varınca bizi bir süreliğine serbers bıraktı.Herkez birbirleriyle şakalaşıyor gülüşüyor.Bende romanı okumaya çalışıyordum.Bazen okumak kaçmaktır; içindeki düşüncelerden, insanlardan benimkide öyle birşeydi o gün...Hoca beni farketmiş sınıfın içinde yüksek sesle benim sözlüme yüz verdiğini söylemişti.Ama ben hiç oralı bile olmadım kitaba o kadar dalmışım ki tenefüs zili çaldı.Arkadaşlar "Hadi yine iyisin yüz aldın" diye bana söyleniyorlardı.Kimin umurunda, kitap bitmemişti.Artık en büyük yoldaşım onlarca kağıdın kapakla kaplanıp içinde kömür karası şekillerle gözleri , ruhu ve aklı besleyen 'kitap' olmuştu.

"Kitap okuyandan zarar gelmez"

Eğer bu yazdığımı sonuna kadar okuduysanız bu yazımı taçlandıran şiirimle size veda ediyorum...

Kitap kurtları vardı hani
Aklı uçuk gözü dalgın
Okumaktan çok acılarını dağıtır
Tercumanı olan dizelere
........................Müchid KARAÇINAR

Teşekkür ederim