GENEL DUYURU

**HOŞGELDİNİZ** BUGÜN SİZLERLE  YAZAR ... İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJ İLE KARŞINIZDAYIZ. . *** *** *** NOT: RÖPORTAJ YAPTIRMAK İSTEYENLER MAİL ADRESİMİZDEN İLETİŞİME GEÇEBİLİRLER. *** TAKİPTE KALIN...

KİTABA DAİR YAYIN AKIŞI

**HOŞGELDİNİZ** Kültür ,sanat ve edebiyat konularını içerisine alan geniş çaplı bir vizyon kanalı olan cahit TV sen iyi bir insansın ve her bilginin en sağlıklısına layıksın diyerek ten faydalı bilgiler vererek size yararlı olmaya çalışacak. . *** *** *** *** KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...

16 Eylül 2024 Pazartesi

YAZAR EZGİ ATEŞ TOPRAK

1. Kitap yazmaya nasıl başladınız?

Annem üniversitede Edebiyat Bölümünü bazı sebeplerden yarım bırakmış. İçinde hep bir ukde varmış
gibi anlatırdı. Belki ondan belki annemin bana aktardığı sanatsal genlerden edebiyata ilgim çok büyük.
Lisedeki edebiyat öğretmenim Feyza Öz’ün yüreklendirmesi sayesinde liseden beri öykü ve şiirler
yazıyorum. Üniversitede edebiyat kulüplerine katılırdım. En büyük hayallerimden biri de yazar
olmaktı. Ara ara öykü yarışmalarını takip ediyordum ama girişimde bulunmaya cesaret edemiyordum
bir türlü. Alanım da İngilizce olunca kendimi edebiyatta tam yetkin göremiyordum sanırım.
Öğrenciliğin getirmiş olduğu stres, KPSS sorunsalı, atanamama kaygısı vs. edebiyatı ikinci plana
atmama neden oldu ama asla edebiyatı bırakmadım. O süreçte üniversite son sınıfta staj yaptığım bir
okulda şair olan Türkçe öğretmeni Emrullah Bey ve de İngilizce öğretmeni Fatih Bey bana çok büyük
ilham oldular.
Çok şükür sene kaybetmeden Bilecik Pazaryeri Hilmi Duralioğlu Anadolu Lisesi’ne öğretmen olarak
atandım. Orada öğretmenlik yaparken okulumuzun tarih öğretmeni Mustafa Tarhan Yılmaz
hocamdan çok şey öğrendim. Kendisi de tarih alanında bir yazardı ve benim o süreçte rehberim ve
akıl hocamdı. Bir gün okulumuza söyleşi için davet ettiği yazar arkadaşı Mehmet Sadık Bozkurt benim
edebiyat hayatımdaki kilit taşlarından biridir. Kendisinden hem çok şey öğrendim hem de ne zaman
edebi bir konuda sorun yaşasam hemen yardımıma koşar sağ olsun. Onun vesilesiyle öykülerimi daha
bir nitelikli hâle getirmeyi öğrendim. Bana kitap çıkarma konusunda büyük ilham olmuştu ama hâlâ
tam olarak cesaretimi toplayamıyordum. O dönemde farklı önceliklerim vardı. Çocuğum olmuştu.
Edebiyata tam anlamıyla konsantre olamıyordum.
Çocukluğumdan beri kitap aşığı biriydim. Üniversitede kendi kütüphanemi oluşturmaya başladım.
Mesleğe başlayınca kişisel gelişim alanını, çocuğumla birlikte de çocuk edebiyatını tanımaya başladım.
Bilecik merkeze tayin olunca kitap okuma kulüplerine girmeye başladım ve bu da benim edebi
hayatımdaki kilit taşlarından bir diğeridir. İyi ki girdim dediğim kitap okuma kulüplerinden “Evladım
Sana Diyorum” benim ufkumu geliştiren, bana çiçek gibi dostluklar kazandıran nadide bir kulüptür.
Yanlış olmasın ama 2018 veya 2019 yılından beri “Evladım Sana Diyorum Bilecik” kulübünde aktif
şekilde yer alıyorum.
Bir gün bu kulüp vesilesiyle tanıdığım yazar Tuğba Coşkuner’i Evladım Sana Diyorum Bilecik ekibi
olarak Bilecik’e davet ettik. Konuşmamız esnasında Çocuk Edebiyatı Atölyesi açacağını, ilgileniyorsam
katılmamın iyi olabileceğini söyledi. Ben de tereddütsüz katıldım. İyi ki de katılmışım. Bu atölye benim
edebi hayatımın bir diğer kilit taşı oldu.
O süreçte bir başka güzel haber de Bilecik ESD ekibi üyesi Serpil Özlem Uçar’ın vesilesiyle Serpil
Hanım’ın da yer aldığı Küpeşte e-dergi ekibine yazar olarak kabul edilmemdi. Gönderdiğim ilk
hikayem 6 sayfa olmasına rağmen (dergilerde maksimum 2 sayfaya izin vardır normalde) Genel Yayın
Yönetmeni Hanife Artar Yalçın tarafından direkt kabul edildi. Şaşkınlık ve mutluluk içerisinde o gün
bunca yıl verdiğim emeklerin karşılığını almaya başladığımı hissettim. Kendimi yazar olarak gördüğüm
ilk yer orasıdır. Dergi ekibinden Hanife Hanım, Serpil Hanım, Reyhan Hanım ve Esma Hanım o kadar
güzel şeyler söylemişti ki zaman zaman umutsuzluğa kapıldığımda onların o sözleri benim
tazelenmeme yardımcı olur. Özgüvenimi yerine getirir. (Her ay upuzun yazılarımı sığdırmaya çalışan
Küpeşte e-dergi tasarım ekibine ve yazılarımı editleyen editör ekibine de buradan teşekkür etmek
isterim.)

Dergiye girdiğim sırada Tuğba Coşkuner okul öncesi döneme yönelik bir kitap yazma ödevi vermişti.
Hepi Topu Bir Fikir’in temelleri de orada atıldı. Daha sonrasında akrabamız Semra Ergene ablamın
vesilesiyle Editör İlknur Artuğ ile tanıştım. Kendisinden pek çok şey öğrendiğim İlknur Hanım’ın
desteğiyle kitap dosyam kitap hâline geldi. Sonra Bozüyük Bilim ve Sanat Merkezi’nde birlikte
çalıştığımız müzik öğretmeni arkadaşım Zafer Kına, kitabım için yazdığım şarkı sözlerini besteledi ve
birlikte söyledik. Nihayetinde Arete Yayınevi sahibi Ahmet Budak’ın aracılığıyla Hepi Topu Bir Fikir
yayın dünyasıyla buluştu.
Şu anda da daha nitelikli eserler vermek niyetiyle Edebiyat Fakültesinde okuyorum. Yeni projelerim
üzerine çalışıyorum ve Küpeşte e-dergisinin yanı sıra dahil olduğum Yalınayak e-dergisinde de aktif
yer almaya gayret ediyorum.
Biraz uzun anlattım ama başta eşimin, oğlumun, ailemin ve burada saydığım ve sayamadığım pek çok
insanın emeği var üzerimde. Eğer bunlardan bahsetmeseydim kendimi vefasızlık yapıyor gibi
hissedebilirdim.

2. İlhan kaynaklarınız nelerdir?

Öncelikle yazma aşkı, içimdekileri güzel bir dille dışarı aktarma ihtiyacı, sonra da oğlum. Oğlum benim
hem Küpeşte e-dergisine girmemde hem de Hepi Topu Bir Fikir’i yazmamda çok büyük rol oynadı. O
benim en büyük ilham kaynağım. Bunlara ek olarak hayatın kendisi aslında bir ilham kaynağı.
Lisedeyken durgunlaştığım sürelerde arkadaşlarıma hep ilhamı beklediğimi söylerdim. Süreç
içerisinde şunu çok iyi öğrendim ki ilham size durduk yere gelmez, siz ilhamı kovalarsınız. İlham bulma
bilinciyle bakınca etrafa zihniniz çok güzel fikirler çıkarıyor ortaya.

3. Kitabınızı ilk elinize aldığınızda neler hissetmiştiniz?

Kitabın basılmadan önceki süreci biraz sancılı ve bol beklemeli olduğu için o stresle ilk baktığımda bir
şey hissedemedim. Kitap sanki benim değilmiş gibi geldi. Hani bazı anneler doğum yapınca “Bu mu
şimdi benim çocuğum!” derler ya öyle bir şeydi. Sonra kitap bana ben kitaba baktıkça birbirimize
ısınmaya başladık. Sanırım kısa süreli bir “İmposter Sendromu” geçirdim. Benim onun yazarı
olduğunu kabullenmemin ardından her şey değişti. Şu an kitabıma bakmadığım onu içime sokasımın
gelmediği bir gün yok ��

4. Kitabınızın ana teması nedir?

Hepi Topu Bir Fikir dede torun ilişkisi üzerinden sabretmenin, düşünmenin, fikir üretmenin ve tabii
kitapların öneminden bahseden masal türünde bir kitap. Kitabın arkasında yer alan şarkı ile de
çocukların kitapla olan bağlarını kuvvetlendirmeyi, kitabın ana temasının akıllarında kalmasını, kitaba
ve yazarına karşı sempati duymalarını sağlamaya çalıştım.

5. Kitap fuarlarını nasıl buluyorsunuz?

Henüz taze bir yazar olarak, yazar kimliğimle bir fuara katılmadım. İnşallah yakın zamanda katılmak
nasip olur. Okur olarak katıldığımda da yazarlarla tanışmak benim için çok heyecan verici bir şeydi.
Fuarlarda yer alan, belki daha önce hiç karşılaşmadığım kitaplar keşfetmek ise çok kıymetli bir şey
benim için.

6)Yazma sürecinizde karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bunları nasıl aşarsınız?

Yazma sürecinde sürekli ilham kovalamak, okumak ve araştırmak gerekir. Kendinizi tekrar etmemeniz
açısından zihninizi yeni fikirlerle beslemeniz elzemdir. Yazdığınız tür neyse o türle ilgili pek çok şey
bilmek zorundasınızdır. Ve yazarken tam bir konsantrasyon içinde olmanız daha kaliteli bir yazı ortaya
çıkarmanızı sağlar. Tüm bunlara zaman ayırmak evli ve çocuklu bir anne için epey zorlayıcı
olabilmektedir. İşte bu noktada eşinizden, ailenizde destek görmek paha biçilemez bir şeydir.

7. Okuyucularınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

İşin mutfağını bilmeyene yapılan herhangi bir iş bazen basit, bazen değersiz gelebilir. O iş ortaya
çıkana kadar neler çekiliyor ancak işin içinde olanlar ve de onların yakınları bilir. Bu sebeple insanlara
her zaman şunu söylerim; asla yargılamayın ve de ön yargılı olmayın. Eleştirmek kolay ama bir şey
üretmek zordur. Üretene saygı duymak, o iş sevilsin veya sevilmesin herkesin boynunun borcudur.
Bununla birlikte Hepi Topu Bir Fikir çocuklara yönelik olduğu kadar aslında ebeveynlere de güzel
mesajlar barındırmaktadır. İnşallah o mesajların keşfedilmesini ve Hepi Topu Bir Fikir’in macerapesert
oyun kâşifi daha çok çocuğun gönlünde taht kurmasını çok isterim.

8. Bize kendinizden bahseder misiniz?

Milli Eğitimde İngilizce öğretmeniyim. Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşıyorum. Şu an Bilecik Merkez’de
çalışıyorum. Evliyim. 4 yaşında Gökdeniz adında bir oğlum var. Şarkı söylemeyi, puzzle yapmayı, kitap
okumayı ve yazmayı çok seviyorum. Liseden beri hep yazıyorum ve nihayet yazar olarak
hayallerimden birini daha gerçekleştirmiş oldum. Bir yılı aşkındır Küpeşte e-Dergi’de, Mart ayından bu
yana da Yalınayak e-Dergi’de yazıyorum. Bu dergilerin yanı sıra Kapı, Kocaayak ve Fındık Burun e-
dergilerinde de hikâye ve şiirlerim yayınlandı.
Tüm bunlarla birlikte öğrenmeyi çok seviyorum. Şu an ikinci üniversite kapsamında Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda, öncelikle kendime daha sonra da velilerime ve
öğrencilerime faydalı olmak niyetiyle değişik platformlardan P4C, Aile Danışmanlığı, Yaşam Koçluğu,
NLP, Mizaç, Masal Terapisi, Çocuk Resimleri Analizi gibi eğitimler alıyorum.
“Hepi Topu Bir Fikir” benim ilk kitabım. Kitabımın baş kahramanını oğlumdan ilham alarak
oluşturdum ve kitabımı oğluma ithaf ettim. Bu sebeple manevi değeri benim için çok yüksek olan bu
kitapla yayın dünyasına açılmak paha biçilemez bir duygu. Bu süreçte kitabın editörlüğünü yapan
İlknur Artuğ’a, kitabın çizimlerini yapan Ecem Diniz’e, kitabın sonunda yer alan ve benim yazdığım
şarkı sözlerinin vokalini ve bestesini birlikte yaptığımız Zafer Kına’ya, kitabın dizgisini yaparak yayına
hazırlayan A. Eda Eroğlu’na, kitabı yayın dünyasıyla buluşturan ARETE Yayınevi sahibi Ahmet Budak’a,
son olarak da maddi manevi her zaman yanımda olan eşime, aileme ve dostlarıma çok teşekkür
ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yapmış olduğunuz yorum için teşekkür ederiz...