1. Kitap yazmaya nasıl başladınız?
Herkes gibi yazmaya 6 yaşında ilkokulda başladım. 10 yaşımdan beri de günlük tutuyordum. Tabi her gün değil de beni etkileyen bir olay olduğunda, haftalık şeklinde yazıyordum. Başlarda süslü defterlere renkli kalemlerle yazardım. Sonra baktım defter dayanmıyor. Normal deftere yazar oldum, defteri yastığımın altında saklardım. 25 yaşına gelince defterlerin hepsini yaktım. Onun haricinde uzmanlık eğitimi sürecinde, mezun olabilmek için araştırma yapmak ve tez hazırlamak zorundasınız. Bu dönemde epey makale, kitap, dergi okuyorsunuz. Hali hazırda yayımlanmış tezim var. Bu birikim Afyon'a geldiğimde neden bir de şiir kitabım olmasın diye düşünmeme ve yazdıklarımı derli toplu hâle getirmeme vesile oldu.
2. Yazarken tıkandığınız noktalarda nasıl bir yol izliyorsunuz?
Hayatın kendisi bana ilham oluyor. Bu yazdığım Sevgili Hayat üçüncü kitabım. Üç Dilden Beş Telden ve Canıgönülden isimli kitaplarım birer sene ara ile basıldı. Üç Dilden Beş Telden daha önce günlüklerime yazdığım şiirleri ve lise yıllarındaki Edebiyat dersinde yazdığım kompozisyonları içeren bir kitap. Aslında hatıra kalsın, bir yerde derli toplu dursun diye yazmıştım. İkinci kitabımı yazdığım dönemde ise eski eşim bey efendi ile tanışmıştık. Ondan aldığım ilhamla yazmıştım. Keza daha önce çalıştığım Aile Sağlığı Merkezinin bulunduğu mahalleye bile bir şiir yazdim. Sadece şiir üzerine bir kitap. Üçüncü kitabım Sevgili Hayat da yaşadığım olayları, tanıdığım kişileri ve onların yaşadıklarını kurgulayıp, hayatı sorgulatan bir kitap olmasına dikkat ederek yazdım. Karakterler gerçek kişiler değil, hayal ürünü.
3. Kitabınızı ilk elinize aldığınızda neler hissetmiştiniz?
Kitabı elime aldığımda çok heyecanlanmıştım. Tabi ilk kitabımın heyecanı kadar değil. Ama Sevgili Hayat'tan ümitliyim. Zira herkes şiir okumayabilir, şiir sevmeyebilir. Sevgili Hayat ilk yazdığım roman tadında kısa bir öyküdür. Herkesin kendinden bir şey bulacağı, hayatı sorgulatan, okuyucuyu sıkmadan okunabilecek bir kitap.
4.Kitabınızın ana teması nasıl?
Bu kitapta yeni mezun bir hemşire olan Sevgi’nin hayatından kısa bir kesit sunmaktayım, 22 yaşında yeni mezun bir hemşirenin yaşadığı mutluluk, sevinç, aşk ve üzüntü gibi güçlü duygularla hayatta tutunma mücadelesini anlatıyorum. Öğrenciliği geride bırakıp yetişkinlerin hayatına merhaba derken epey zorlansa da uyum göstermeye çalışıyor. İşte bu süreci sıkmadan öykü olarak anlatmaya çalıştım.
5.Kitap Fuarları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kitap fuarları insanları kitap okumaya teşvik eden, kitaplarla buluşturan organizasyonlardır. Kitap fiyatlarının buralarda öğrenci bütçesine göre daha uygun olduğu bir gerçektir. Ayrıca yazarlarla sohbet etmek ve imzalı kitap olanağı sunması, yazar ve okuyucunun arasındaki güzel bir iletişim köprüsüdür. Ben de kitap fuarlarında okuyucularımla buluşmak isterim.
6.Yazma sürecinizde karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bunları nasıl aşarsınız?
Yazarken hiç zorlanmıyorum desem yeridir. Tam tersine heyecanlanıyorum diyebilirim. Gece ya da gündüz nerede ne yazacağınız belli olmuyor. O bakımdan yazma isteği geldiğinde hemen telefonuma not alırım ve o heyecanı doya doya yaşarım. Sonraki süreçte bilgisayarda yazıyorum.
7. Okuyucularınıza vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
Okuyucularıma vereceğim özel bir mesaj yok. İlk iki kitabımda sadece yakınlarıma ulaşabildim. İnsanlar yazdığım şiirleri çocukça bulabilirler. Keza yaktığım günlüklerimdeki hatırımda kalan şiirlerden oluşuyor. Tam anlamıyla profesyonel olduğum söylenemez.
8.Bize kendinizden bahseder misiniz?
34 yaşındayım. Uzman Aile Hekimiyim. Atabey TSM de çalışıyorum. Isparta'da annemle yaşıyorum. İlköğretimi, liseyi ve üniversiteyi Isparta'da okudum. Asistanlık sürecini Aydın'da tamamladım. İlk görev yerim Afyonkarahisar Çobanlar ilçesi oldu. Sonrasında Merkez 6 Nolu ASM de calistim. 6 sene kadar Afyon'da kaldım. Bir evlilik yaptım. Boşandıktan sonra Isparta'ya tayin istedim ve şimdiki çalıştığım yere atandım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yapmış olduğunuz yorum için teşekkür ederiz...