GENEL DUYURU
Bu Blogda Ara
Mücahit KARAÇINAR
KİTABA DAİR
Etiketler
KİTABA DAİR YAYIN AKIŞI
Yazar Sevil GÖKGÖZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yazar Sevil GÖKGÖZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10 Mayıs 2025 Cumartesi
YAZAR SEVİL GÖKGÖZ
1.Bize kendinizden bahseder misiniz?
--Adım Sevil Gökgöz. Uzun yolda öğrendiklerimle, tecrübelerimle, deneyimlerimle çıktığım yazarlık yolcusuyum.
2. Romanınızın ana teması nedir?
---Ailelerimizde, çevremizde ve toplumumuzda unutulan hatta bir çoğunun hatırlanmadığı kendi kaderlerine terkedilen büyüklerimizle ilgili.
3.Huzurevi kitabının ortaya çıkış hikayesi nedir?
--Çalıştığım işyerinde doktorumuzla muayenehaneye gelemeyen huzurevi sakinlerine göz muayeneleri için her hafta belirlenen Huzurevlerine gidiyorduk. O dönem çok fazla tecrübe edinmiştim. Huzurevi sakinleriyle, görevlilerle konuşma imkanlarım olmuştu. Ve yaklaşık iki yıl önce de okuduğum bir yazı vardı: Modern hayatlar geliştikçe Huzurevlerine ihtiyaç artıyor. Bu yazıyla birlikte kendime sorgulamaya başlamıştım. Neden?
4.Kitapta sessiz çığlıklar sıkça hissediliyor. Sizce insanlar ne zaman susar?
– İnsanlar anlaşılmadığı zaman susar.
5. Kitapta aile ilişkilerine dair güçlü mesajlar var.
Sizce toplumumuz yaşlılarla bağını nerede kopardılar*
----Kısaca bahsetmek gerekirse: Önceden büyüklerimiz evlerimizde bizlerin kütüpaneleri, yollarımızda ki ışıklarıydı. Bilgi ve tecrübeleriyle. Fakat zamanla teknoloji hayatlarımıza girmeye başladığı andan itibaren bizler her şeyi google amcamıza sormaya başladık. Bu durumda da büyüklerimizin tecrübelerine ihtiyaç duyulmamaya başlandı. Bir diğeri ise : İnsanların ekonomi şartlardan dolayı kırsal kesimlerden büyük şehirlere göç edip çekirdek aile olarak yaşamayı şeçmesi. Çok fazla nedenler var aslında.
6. Bu kitabı okuyan birinin kalbinde ne kalsın istersiniz?
– --- Bir empati izi... Bir farkındalık... Belkide '' Ben yaşlanınca
unutulmamalıyım cümlesi.'' Ama en çok ta, '' Yaşlılık bir yük değil, bir
mirastır'' düşüncesi kalsın isterim.
7. Kitabın ismi oldukça sade ama derin anlamlar barındırıyor. Huzurevi
seçmenizin özel bir sebebi var mı?
---Huzur çoğu zaman dört duvarın içinde aranır fakat aslında içimizde başlar. Bu kitapta huzur arayan ama çoğu zaman geçmişin gölgesiyle beraber an da olan hisleriyle birlikte dokunan hayatlar.
23 Nisan 2024 Salı
YAZAR SEVİL GÖKGÖZ
1) Kitap yazmaya nasıl başladınız?
Çocuklarıma yaşayan hatıra bırakmaya karar verip sadece bir kitap bastırmak için
çıktığım bu yolda kendimi yazarlıkta buldum. Baktım ki yazarken kendimi
buluyorum, yaşanmışlıklar, tecrübeler daha fazla: Bende yaşanmış gerçek hikayeleri
kaleme almaya karar verip insanlara, okuyucularıma „ menfaatin değil sevginin
önemini anlatmaya“ daha ciddi olarak kaleme almaya karar verdim.
2) Yazarken tıkandığınız noktalarda kendinizi nasıl motive ediyorsunuz?
Yazarken tıkanmıyorum, çünkü gün, saat olarak kendime baskı yapmıyorum ve
yazmaya başlamadan önce o hikayeye kendimi hazırlıyorum.
3) Kitabınızı ilk elinize aldığınızda neler hissetmiştiniz?
Üçüncü çocuğumu kucağıma almış gibi hissettim, bu duygular anlatılamaz
yaşanır derler. Kitaplarım benim çocuğuklarım gibi çünkü.
4) Kitabınızın ana teması nedir?
Ana teması sevgisiz ve ilgisiz büyüyen çocukların ileriki hayatlarında nelerle
boğuşmak zorunda oldukları hakkında, ayrıca motive teşkil edecek şekilde
hikayeleri bitirmeye çalışıyotum. Ne yaşadılarsa yaşadılar ve doğru zaman
geldiğinde kendilerine sil baştan diyebildiklerini göstermeye çalışıyorum
temalarımda. Kısacası temalarım menfaatin değil sevginin ne kadar önemli
olduğu üzerine.
5) Yazma sürecinizde kullandığınız teknikler nelerdir?
Rahatlatıcı muzikler ve mumlar.
6) Yazma sürecinizde karşılaştığınız zorluklar nelerdir ve bunları nasıl
aşıyorsunuz?
Karşılaştığım zorluklar, yazarken bu dünyadan bir süreliğine hikayenin içine
giriyorum ve yazarken yazdığım hikayeyin, karakterlerin içinde olduğum için
hikayeyi yaşıyorum. Yazı bittikten sonra tekrar gerçek dünyaya döndüğümde
bir müddet o karakterlerimin yaşadıkları duyguları yaşamış gibi hissediyorum.
Ve bu durumdan çıkmak için zihnimi dinlendirmek zorunda kalıyorum.
7) Okuyucularınıza iletmek istediğiniz özel bir mesaj var mı?
Özellikle gençlerimize mesajım var. Hayatlarına hayat arkadaşı alıp aile kurmadan
evvel mümkün olduğu kadar kendilerini geliştirmeleri. Her yönden. Bundan kastım
meslek gibi statüler değil. En başta kişiliklerini oturtmuş olmaları, kendilerine öz
güvenlerini sağlamış olamaları, ayaklarının üzerlerinde duruyor olabilmeleri, kız ya
da erkek olsun evlenmeden önce ailelerinden bağımlılıklarını kopartabilmiş kendi
iradeleriyle hareket ediyor olmaları. Çünkü bu gençler geleceğin anneleri ve babaları
olacaklar ve bir çocuğun eğitimi ailede başlar. Anne baba ne kadar bilinçli olursa o
çocuğukta doğduğu evde kendini emniyette ve güvende hisseder.
8) Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Türkiyede doğdum ve 30 yılın üzerinde yurddışında yaşıyorum. İki kızım var.
Uzun yıllar sağlık mesleğinde çalıştıktan sonra şuan Psikoljik danışman ve
sosyal psikoloji öğrencisiyim. Ayrıca yaşam koçuyum. Ayrıca komşu evi
dediğimiz kurumda gönüllü olarak „ bende konuşmak istiyorum“ temalı
kadınlar gurubum var.
Gezmeyi, okumayı, yazmayı, gözlem yapmayı, kendimle ve sevdiklerimle vakit
geçirmeyi seviyorum. Duyarlı olduğum için de elimi taşın altına koymayı severim.
Son olarak hayat bize ne getirirse getirsin, nefes aldığımız sürece herzaman umudun
varlığına inananlardanım
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

















