AĞAÇ KÜTÜPHANE

“Ağaçtan geldi ağaca gidiyor.”

Bu sözü bir yerlerden duyduğunuza eminim. Kimilerine göre topraktan geldik toprağa gidiyoruz denilse de asıl gerçek olanı Hay dan gelen huya gider” ifadesi.

Yıllarca üzerinde irdelenen bu çarpıcı ifadeye gelin bir açıklık getirelim.

 Hay ismi Kur’an-ı Kerim’in beş ayetinde Allah’a izafe edilmektedir. Hu ibaresi ise Sufi literatürün de Allah’ı kastetmektedir. Yani haydan gelen huya gidiyorsa da aynı yere gittiğine açıklık getirmiş olduk. Yani Allah’a.

 İlk cümlemiz de ne demiştik .“Ağaçtan geldi ağaca gidiyor. ”Geçen araştırmalarımda bir ağaç resmi dikkatimi çekti ve fotoğrafı yaklaştırdım. Ağacın yüzünde bir kapının mont edilmiş olduğunu gördüm. Bu beni biraz daha meraklandırdı. Eminim sizi de meraklandırmıştır. Bu ilginç ağacın Kanada da yer alan 110 yıllık bir ağaç olduğunu öğrendim.Üzerindeki kapı ise içerisine yaptıkları tahtadan bölmelerle kütüphaneyi andıran bir hale getirmişler. Üstüne ekledikleri çatı ile beraber mükemmel bir görüntü vermiş. Bana Süperman’nın dönüşmek için girdiği telefonluğu andırdı. İçerisini gördüğümde biraz hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur. Kitaplarla dolu olan rafların içerisine girilip kitap okuma bölmesi yapılabilirdi. Benimle sizde aynı fikirde olduğunuzdan eminim. Bunun için bir 110 yıl daha yaşaması gerekliydi belki de kavak ağacının. Unutmadan söyleyeyim.110 yıllık kavak ağacının kuruduğunu fark eden sahipleri kütüphaneci, sanatçı ve eski ciltleme ustası olan Sharalee Armitage Howard bu güzel ağacı topluma kazandırmak için kütüphane haline getirmiş. Oldukça kullanışlı. Şimdi orada olup ilk elime aldığım kitabı okumak isterdim. Fakat bu olmayacak manasına da gelmez. Ben gelene kadar lütfen kenarlarına kitap okumak için iki tane masa sandalye atın. Biliyorsunuz soğuk kış koşullarına oldukça dayanıklıyım. Sivas'ın bana kazandırdığı en güzel yönlerinden biri diyelim.

 Evet, gelelim şimdi “Ağaçtan geldi ağaca gidiyor” mevzusuna. Elinizde tuttuğunuz her kitabın ağaçtan yapıldığının farkındasınız diye umuyorum. Hallah hallah çekmeden sözü kısa kesiyorum. Çok çabuk bitti sanki bugün ki sohbetimiz. Ama olsun ben buralardayım.

Çevrenizde kuru bir ağaç varsa tekrar bir düşünün derim. Sağlıcakla kalın yeni yazımda görüşmek dileğiyle…

Hoşça kalın dostlar…